...

Düşünün ki;

Buzdolabınız, dolapta peynirin bittiğini farketsin, ortalama tüketim miktarınızı hesaplayıp sizin adınıza markete sipariş versin ve sizi e-mail veya mesaj yoluyla bilgilendirsin.

Sabah uyanıp alarmı kapattığınızda, radyoda favori kanalınız açılsın ve çay/kahve için suyunuz ısınmaya başlasın.

Çiçekleriniz size onları en son ne zaman suladığınızı hatırlatan, bulundukları ortamın onlar için uygun olup olmadığını söyleyen bildirimler göndersin.

Film sahnesi gibi değil mi?

Nesnelerin internetiyle artık hepsi gerçekleşebilir.

Nesnelerin interneti, düşünebileceğiniz her nesnenin bir şekilde internet aracılığıyla diğer nesnelerle iletişim halinde olması. Birçok insana göre Nesnelerin İnterneti(IoT) hala oldukça fütüristik olmasına rağmen, çoktan hayatımıza girdi ve küresel ölçekte büyüyerek de girmeye devam ediyor.

Akıllı evler, akıllı saatler, akıllı spor aletleri günlük yaşantımıza girip benimsediklerimiz arasında. Ancak Nesnelerin İnterneti sadece kişisel yaşamı değil, şirketleri de yakından ilgilendiriyor. Şirketlerin sensörler aracılığıyla üretim tesisleri, ulaşım araçları gibi alanlarında bilgiler toplayıp analiz etmesine imkan sağlıyor. Bu analizler ise kaynak maliyetlerinin azaltılması, iş olanaklarının geliştirilmesi, reklam ve pazarlama gibi konularda verimin artmasına yardımcı oluyor.

Business Insider tarafından hazırlanan rapora göre 2015 yılında internete bağlı 10 milyar cihaz bulunmakta ve bu rakamın 2020 yılına kadar 50 milyara ulaşması bekleniyor ki bu rakam şu anki dünya nüfusunun 7 katı. Aynı rapora göre; 2003 yılında dünyada kişi başına düşen birbirleriyle bağlantılı cihaz oranı 0,08 iken bu oranın 2020 de 6,48’e çıkacağı tahmin ediliyor. 2020 yılında, 20 adet tipik ev cihazının üreteceği bilgi trafiğinin, 2008 yılındaki tüm internet trafiğinden daha fazla olacağının düşünülmesi ise önümüzdeki yıllarda NI’nin ne kadar büyüyeceğini gösteren önemli bir gösterge.

Gartner araştırma şirketinin hazırladığı rapora göre ise Nesnelerin İnterneti ve Büyük Veri’nin İngiltere ekonomisine 2020 yılına kadar 322 Milyar Pound katkıda bulunacağı düşünülüyor.

Nesnelerin İnternetinin bu denli büyüyecek olması birçok avantaj ve dezavantajı da beraberinde getirecek. Birsürü nesnenin birbiriyle bağlantılı olması, internet aracılığıyla trilyonlarca verinin analiz edilmesi ve kullanıcı adına karara varması otomasyonu oluşturur ve otomasyon verim, maliyetin azalması, kısacası günlük hayat kalitesinin iyileştirilmesini sağlar.

Sağlık, güvenlik, sosyal hayat, iş hayatı gibi alanlarda nesnelerin internetinin çok faydasını göreceğimiz şüphesiz. Kalp rahatsızlığı olan birisi, kalbi durduğunda ambulans çağıracak bir ürünün, evden uzak olduğumuz zamanlarda kapının zorla açıldığı tespit edilirse polis çağırılabilecek bir alarm mekanizmasının veya arabalara yerleştirilecek bir sensör aracılığıyla araç kaza yaptığında ambulansa, polise veya sürücünün yakınlarına haber verecek bir sistemin hayata geçmesi hiç uzak görünmüyor.

Enerji tasarrufu, zaman tasarrufu, maddi tasarruflar, hayat kalitesinin iyileşmesi, Nesnelerin İnternetinin getireceği en önemli avantajlardan. Peki ya dezavantajlar?

Her şeyin güvenlik duvarları içinde olduğu ve erişim kontrol cihazları ile korunan günümüz ağlarının aksine, nesnelerin internetinde birçok nesne korumasız bir şekilde veri alış verişine devam edecek. Hackerlar veya kötü niyetli yazılımcılar için açık birer kapı olan bu nesneler, kötüye kullanımı beraberinde getirebilir ve verilerin güvenliğini tehlikeye atabilir. Bu açıkların önlenmesi için yüksek maliyetli güvenlik sistemlerinin de gerekeceği aşikâr.

Elektronik aletlerin arızaları tespit edip onarabilmesi, sayaçların kendini faturalandırıp kullanıcıyı bilgilendirmesi gibi teknolojiler geliştikçe bazı iş alanlarında iş imkanlarının da azalacağı düşünülebilir.

Nesnelerin İnterneti günümüzde gelişmeye ve yeniliğe en açık konulardan biri. Ancak hayal gücünün sınır olabileceği bu alanın yeni bir çağı başlattığı söylenebilir. Nesneler arası etkileşim ve internetin, insanların hayatlarını fizyolojik ya da psikolojik olarak nasıl etkileyeceğini ancak yaşayarak göreceğiz.

Referanslar:

“Yazmak, geleceği görmektir.” Paul Valéry